Batı tipi beslenme reflüyü tetikliyor

Batı tipi beslenme reflüyü tetikliyor

Türkiye'de yaklaşık 750 bin kişinin reflü nedeni ile ilaç kullandığı tahmin ediliyor.

ABD'de yapılan araştırmaya göre her 4 kişiden biri reflüden yakınıyor. Türkiye'de de yaklaşık 750 bin kişinin reflü nedeni ile ilaç kullandığı tahmin ediliyor. Jinemed Sağlık Merkezleri'nden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hamdi Koçer, son yılların en yaygın hastalığı olarak bilinen reflünün görülme sıklığının batı tipi yaşam biçimi ve beslenme alışkanlığı sebebiyle artış gösterdiğini söyledi. Dünyada en sık görülen ve görülme sıklığı her geçen gün artan reflü, tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilen bir hastalık. Kelime anlamı "geri kaçış olan" reflü, sindirim enzimleri içeren mide sıvısının yukarı doğru yemek borusuna kaçması ve bu sıvıya dayanıklı olmayan yemek borusunun tahriş olmasıyla ortaya çıkıyor. Jinemed Sağlık Merkezleri'nden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hamdi Koçer, batı yaşam tarzı ve beslenme alışkanlığının reflüyü tetiklediğini söyleyerek "Reflü insanın yaşam kalitesini bozan bir hastalık. Giderek artan reflü şikayetlerinin birçoğu batı tipi beslenme alışkanlığından kaynaklanıyor. özellikle gençlerin ve çalışanların tercih ettiği fast food tarzı yemekler hastalığın oluşumunda ciddi bir etken oluşturuyor" dedi. Koçer, reflünün ağza acı su gelmesi, göğüs kemiği arkasında ve mide de yanma, ses kısıklığı ve çatallanması, inatçı öksürük, astım ve farenjit, boğazda takılma hissi, ağız kokusu, diş problemleri, kalp krizine benzeyen göğüs ağrısı gibi birçok belirtiler gösterdiğini söylüyor. Kesin tanının önemli olduğuna dikkat çeken Koçer, "On binlerce kişi kesin tanı konmadan hastalığı üstleniyor" diye konuştu. Reflü olduğunu düşünenlerin yaşam biçimini değiştirdiğini, rejim yaptığını ve bir kısmının da sürekli ilaç kullandığını belirten Koçer, "Bir kısım kişiler duyduklarına, okuduklarına göre kendi önlemlerini alıp kendi tedavilerini yapıyor. Kişilerin reflü teşhis ve tedavisi için mutlaka uzman bir doktora başvurmaları gerekiyor" ifadelerini kullandı. Kesin tanı çok kolay Reflüden yakınan kişilerin çoğu basit önlemler ve zaman zaman alınan ilaçlarla yaşamlarını sorunsuz olarak sürdürebiliyor. Ancak bazı hastalarda ameliyata kadar varan tedavilerin kullanılması gerekiyor. Kesin tanının önemi de burada ortaya çıkıyor. Tedavi seçimi kesin tanı sonrasında yapılabiliyor, doğru tedavi seçilmediğinde reflü çok ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor. Kesin tanının 24 saatlik pH ölçümü yapılabileceğini söyleyen Koçer, "Reflü ile ilgilenen merkezlerde kesin tanı koyma şansı var. Bunun için yapılması gerekenler, hastanın yakınmalarını dikkatle dinleyip muayene etmek, gerekirse endoskopi ve 24 saatlik pH takibidir. Bazı hastalarda yutma sırasında çekilen ilaçlı film, manometre ve ayırıcı tanıda ultrasonografi de gerekli olabilir" dedi. Reflüde, yemek borusunun mide sıvısına maruz kaldığı süre uzadıkça bu bölgede kalıcı doku hasarları ortaya çıkıyor. Yıllar süren reflü, yemek borusu ve gırtlak kanseri riskini de beraberinde getiriyor. Uyku kalitesinde bozukluk, horlama ve uyku apnesi gibi sağlık sorunlarına da neden olabilen hastalık, uzun süren ve tedavi edilmeyen vakalarda ölümle sonuçlanabiliyor. Kutu/PH ölçümü nasıl yapılıyor? Reflüde kesin tanı için yapılan pH ölçümü 3-4 milimetre inceliğinde bir kateterinin burundan yemek borusuna yerleştirilmesiyle yapılıyor. Daha sonra mide ve yemek borusunda gün içinde meydana gelen pH değişiklikleri hastanın kemerine takılan küçük bir elektronik cihaza kaydediliyor. Kişi bu sırada işini gücünü yapabiliyor ve herhangi bir rahatsızlık duymuyor. Mekanizma olarak 24 saatlik kalp ritmini ölçen Holter cihazına benziyor.