Neden pazartesi sendromu yaşarız?

Neden pazartesi sendromu yaşarız?

Günümüzün yoğun iş yaşantısı ve uzun süren mesai saatleri, bireylerin yaşantısını doğrudan etkiliyor.

Modern çağın buhran hali olarak bilinen Pazartesi Sendromu, beş günlük yoğun çalışma düzeni sonucunda hayatlarımızda etkisini gösteriyor. İki günlük tatil süresince iş streslerini atan bireyler, yeni haftada aynı düzene dönmekte zorluk çekebiliyorlar. Dr. Mehmet.Yavuz, konu ile ilgili açıklamalarda bulundu.

“Bitti, bitecek!”

Bireyler kısır bir döngü içinde hayatlarını sürdürmektedirler. Özellikle iş hayatında büyük bir monotonluğun içinde yaşayan bireyler, beş günlük yoğun çalışma saatlerinin sonucunda iki günlük tatil ile streslerinden uzaklaşma fırsatı bulabiliyorlar. Fakat çoğu zaman iş-ev arasında geçip giden bu döngü, iş stresi ile birleşince pazartesi sendromu kaçınılmaz hale geliyor. Bireyler, tatil günlerinden sonra, alışmış olduğu rahat alanlarından uzaklaşıp, yeniden yoğun iş hayatına adapte olmakta zorlanabiliyorlar.

Pazartesi sendromu denilse de, aslında bu buhran hali pazar gecesinden itibaren başlıyor. ”Ertesi gün iş var, çalışacağım, tatil bitiyor” gibi duygu hallerine giren bireyler kendilerini olumsuz yönde şartlandırabiliyorlar. Pazartesi, sadece bir gün olsa da kendisine yüklenen olumsuz şartlanmalar nedeni ile kişilerde bir baskı hissi oluşturuyor. Konu ile ilgili yapılan araştırmalar, pazartesi sendromu’nu kanıtlar niteliktedir.

Yapılan bir bilimsel çalışmada, kişilerden düzenli aralıklarla duygularını kayıt altına almaları istenmiş ve pazartesi gününde hissettikleri stres ve depresif durumun salı, çarşamba ya da perşembe günlerinden farklı olmadığı sonucuna varılmıştır. Cuma günlerinde hissedilenler hafta sonu beklentisi ile diğer günlerden daha farklı bulunmuştur. Bu çalışmaya göre, hafta sonu günü olan pazar gününden hemen sonra gelen ilk iş günü ani duygu değişimine neden olmaktadır. Bu nedenle, pazartesi haftanın en kötü günü hissini uyandırmaktadır.

Neden Pazartesi Sendromu yaşarız?

Pazartesiye dair yapılan olumsuz şartlandırmaların nedenlerini bilmek, bu sendromu açıklayabilmek için önemlidir. Modern zamanın rekabetçi iş hayatı, kişiler üzerinde baskı oluşturabiliyor. Sürekli zamanla yarışır hale gelen bireyler, zaman stresli bir ruh haline bürünebiliyor. Yapılan işten tatmin olunmaması ve sadece para kazanmak için çalışılması gibi durumlar, kişileri olumsuz yönde etkiliyor. Yaptığı işe karşı aidiyet hissetmeyen bireyler, zamanla hayata karşı amaçsız hissedebiliyorlar. Bu hisler içindeki bireyler, zamanla çalışma hayatından zevk alamaz hale gelirken, hafta sonu onlar için bir kaçış anlamına geliyor.

Bir diğer neden ise kuşkusuz ki değişen uyku düzenidir. Uyku düzenimiz her hafta sonu, önceki günlere göre belirgin bir şekilde değişiyor. Hafta içi uykusuz kaldığımız zamanları, hafta sonu telafi etmeye çalışıyoruz. Bu durum biyolojik saatimizin düzenini bozuyor. Bilim adamlarına göre, daha fazla uyku, hafta başında kendimizi daha yorgun hissettiriyor ve bu yüzden pazartesi günleri diğer günlerden daha zor uyanıyoruz.

Aslında gerçek anlamda sağlıksızız. Bilim insanlarına göre, kişiler sabit kilolarını normalde korusalar bile pazartesi günleri kilolar biraz daha artmış oluyor. Ayrıca pazartesi günleri en çok kalp krizi ve inme geçirilen gün olarak belirtiliyor. Kan basıncının en yüksek olduğu gün de yine pazartesi günü olarak belirlenmiş.

Pazartesi algınızı değiştirin..

Olumsuz şartlanmalar ile artan, bu olumsuz duygulardan kurtulabilmek için kişilerin öncelikle algılarını değiştirmeleri gerekiyor. Negatif düşünceler, stres hormonlarını tetikler. Bu etki ile kişilerin enerjileri düşer, kendilerini yorgun ve hasta gibi hissederler. Bu nedenle hayata ve durumlara olan bakış açımız çok önemlidir. Bu yüzden, kişilerin motivasyonlarını arttırıcı sosyal aktivitelerde bulunması, önemlidir.

Pazartesi günü yaşanılan yas duygusundan kurtulabilmek için gün, hafta sonuymuş gibi sosyal bakımdan etkin geçirilebilir. Sevilen arkadaşlarla vakit geçirmek, kişinin sevdiği boş zaman uğraşlarını yerine getirmesi gibi faaliyetler, haftanın stresinin kolaylıkla atılmasını sağlar.

Uyku düzenine dikkat edildiği takdirde, kişi yeni haftaya daha kolay adapte olabilir. Bu yüzden pazar geceleri rahatlatıcı bitki çayları tüketilebilir. Ayrıca spor yapmanın vücuttaki etkisi de unutulmamalıdır. Vücuttaki serotonin hormonunu arttıran spor, kişiye daha zinde ve mutlu hissettirir. Bütün günü masa başında çalışarak geçiren bireyler, düzenli sporu hayatlarına dâhil ettiklerinde vücutlarında yakındıkları ağrıların azaldıklarını da göreceklerdir.

HT Hayat