Onu tacizden koruyun !

Onu tacizden koruyun !
Güncelleme:

Gözümüz gibi sakındığımız çocuklarımızı tacizden nasıl korumalıyız ?

Bir çocuğunuz olduğunu düşünün... 9 ay boyunca onun gelmesini heyecanla bekliyorsunuz. İlk kelimesini duymak için ya da ilk adımlarını görebilmek için büyük bir merakla bekliyorsunuz. Her anlamda korumaya çalışıyorsunuz, yediğini, içtiğini eksik etmiyor; bütün ihtiyaçlarınızı karşılıyorsunuz.. Ağlamasına izin vermiyor, hep gülümsemesini istiyorsunuz. Hasta olduğunda içiniz sıkılıyor, düştüğünde sizin de canınız yanıyor... Sürekli yanındasınız, işteyken aklınız hep onda. Ve okula gitme zamanı başlıyor. "Çocuğum büyüyor artık" derken bütün herşey birden gölgeleniveriyor... Sebebi cinsel taciz... Peki çocuklarımızı nasıl koruyacağız? Bize ne gibi görevler düşüyor? En azından kendi açımızdan neler yapmamız gerekiyor?

Son günlerde okullarda meydana gelen 8 yaşındaki 2 öğrencinin bir üst sınıftaki 3 öğrencinin tecavüzüne uğradığı ve yine 7. sınıftaki bir erkek öğrencinin 4. sınıftaki bir kız öğrenciyi tehditle oral sekse zorladığı haberlerinin basında yer alması, okullardaki cinsel taciz olaylarındaki artışı gündeme getirdi.

Habertürk'ün haberine göre, cinsel taciz vakalarının büyük bir artış içine girdiğine dikkat çeken CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe, "Ülkemizde cinsellik hala ayıp, yasak veya günah sayılıyor. Ailede ve okulda cinselliğe kesinlikle değinilmiyor. Bu nedenle cinsel eğitim olmadığında da bu tarz üzücü olayların ortaya çıkması kaçınılmazdır." dedi.

MEDYA ETKİLİYOR MU?

Psikolog Ferahim Yeşilyurt, cinsel tacizde sadece medyayı sorumlu tutmanın haksızlık olduğunu kaydetti. Yeşilyurt: "Ancak medyanın da payı elbette var. Özellikle televizyonlardaki şiddet ve cinsellik içerikli dizi ve yapımların artması gençler açısından son derece sakıncalı. Gençler dizilerde gördükleri yanlış modeller ile özdeşim kurarak bu tür kontrolsüz davranışlara yönelebiliyorlar" şeklinde konuştu.

Cinselliğin ayıp, günah ve tabu sayıldığı ülkemizde medyanın bunun tam tersi bir tavır sergilediğini söyleyen Psk. Gülsüm Bacanak ise; "Medya yediden yetmişe herkesi etkileyen çok önemli bir güçtür ve özellikle cinsellik konusunda topluma doğru mesajların iletilmesi çok önemlidir. Çocuklara doğru bir şekilde model olunmalı ve medya çocukların ruh sağlıklarını olumsuz etkileyen yayınlardan kaçınmalıdır. Çocuklara yönelik cinsel bilgilendirme ülkemizde sürekli ihmal edilen bir konudur. Ailede ve okullarda çocukların gelişimine uygun cinsel bilgilendirme eksikliği kitlesel iletişim araçlarının doğru model olmayışıyla bir araya geldiğinde bu tür olayların gerçekleşmesi şaşırtıcı gözükmemektedir.'' diye ekledi.

DOYUMSUZLUK BU HALE GETİRİYOR

Psikolog Ferahim Yeşilyurt da toplum olarak çok fazla haz arayan ve kendisini kısıtlamak istemeyen bir gruba dönüştüğümüzü söylerken, öfke ve cinsellik gibi en ilkel dürtülerin kontrol edilemediğini dile getirdi. Yeşilyurt, "etişkinlerde de şiddet ve cinsel kontrolsüzlük arttığı için çocuklarda da bu durumun yansımasını görüyoruz. Yani bir anlamda yetişkin yaşamındaki değişimin bir yansımasını gördüğümüzü söyleyebiliriz" derken, şöyle devam etti: "Toplumsal değişimin çok hızlı olması, çözülmelerin yaşanması, aile kurumunun işlevlerini yerine getirememesi, değerlerin hızla erozyona uğraması da diğer cinsel tacize yönelim nedenlerinden bazıları olarak sayılabilir"

TACİZE UĞRAYAN ÇOCUK NASIL BELLİ OLUR?

Psikolog Yeşilyurt, cinsel tacize uğramış çocuklarda anksiyete ve depresyon belirtilerinin görülebildiğini belirtirken şöyle konuştu: "Korku, bedensel yakınmalar, uyku sorunları ve kabuslar tarzında sorunlar da yaşanabilir. Davranım bozuklukları tarzında da kendisini gösterebilir."

AİLELER NE YAPABİLİR?

Ailelerin çocukları ile iyi bir iletişim kurmasının şart olduğuna dikkat çekerken, " Çocuğun anlatması için cesaretlendirmelidirler. Bu durumdan çocuğun sorumlu olmadığı vurgulanmalıdır. Çocuklar genellikle başkalarına anlatma konusunda çekimser kalırlar. Çünkü anlattıklarında suçlanmaktan korkarlar. Aile içerisinde paylaşılarak ortak çözümler üretilmelidir. Çocuk böylece rahatlayabilir. Ardından mutlaka psikolojik destek alınması faydalı olacaktır" dedi.

TACİZ EDEN DE PSİKOLOJİK DESTEK ALMALI

Cinsel tacizin ciddi bir suç olduğunu ve hem gerçekleştirenin hem de mağdur olanın ilköğretim çağındaki çocuklar olmasının vahim bir durum olduğunu ifade eden Psk. Gülüm Bacanak; "Bu tür olaylar görmezden gelinmemeli ve yok sayılmamalıdır. Öncelikle aile, okul yöneticileri ve rehber öğretmenlerin bir araya gelerek bu durumu değerlendirmesi gerekir. Neden bu tarz olayların ortaya çıktığı, hem aile hem eğitim hem de toplum boyutunda ele alınmalıdır ve önlenmesi konusunda çalışılmalıdır. Ayrıca hem taciz eden hem de mağdur olan çocuklar mutlaka psikolog desteği görmelidir.'' dedi.