Hormonlarımız yüzünden mi kilo alıyoruz?

Hormonlarımız yüzünden mi kilo alıyoruz?

Kilo veremiyor olmamızın altında hormonal bozukluklar yatıyor olabilir.

Diyelim ki bildiğiniz kadarı ile kilo almanıza yol açabilecek herhangi bir hastalığınız yok; şişmanlattığı bilinen bir ilaç da kullanmıyorsunuz ama fazla kilolarda bir türlü kurtulamıyorsunuz. Muhtemelen bu soruyu kendinize çok sordunuz. ’Neden kilo veremiyorum?’

Aslında bu sorunun bir basit diğeri daha zor iki cevabı var. Tahmin edebileceğiniz gibi,  vücudun gereksinim duyduğundan daha fazla enerji almak, düzenli ve dengeli beslenmemek ve hareketsiz bir yaşam neden kilo aldığımızın basit cevabı.  Amerika’daki Mayo Klinik’te yapılan araştırma günümüzde erişkin bir insanın 1950’li yıllardaki bir erişkine göre günde 700 kilokalori daha az harcadığını gösteriyor. Nedeni gayet basit: son 50 yılda hızla gelişen teknolojik kolaylıklar vücudumuzu daha hareketsiz kılıyor.

Zor cevaba gelince… Kilo veremiyor olmamızın altında ancak endokrinoloji muayenesi ve bazı hormon ölçümleri ile mümkün olabilen bir takım hormonal ve metabolik bozukluklar yatıyor olabilir. İşte bunlardan birkaçı:

-Tiroid bezinin az çalışması

-İnsülin direnci ya da kan şekerinin ani düşmesi

-Cinsiyet hormonlarının eksikliği

-D vitamini eksikliği

-Uyku kalitesinde bozukluk

-Aşırı strese bağlı vücudun kortizon hormonunda yükselme

HİPOTİROİDİ NEDİR?

Ham maddesi tuz, içme suyu ya da besinlerle alınan iyot olan tiroid hormonu; vücudumuzdaki bütün hücreler üzerinde etkili olup, bedensel fonksiyonların kontrolünde önemli rol oynar. Eğer kandaki tiroid hormonu miktarı az ise vücudunuz (bir başka ifadeyle metabolizmanız) yavaşlar. Bu duruma hipotiroidi denir.  Eğer hipotiroidiniz varsa kanınızdaki TSH düzeyi yüksek olarak ölçülecektir. Bedensel fonksiyonlarınızdaki yavaşlama nedeniyle kendinizi yorgun, hatta depresyonda gibi hissetmeye başlayabilir, ya da şu belirtileri yaşıyor olabilirsiniz:

-Halsizlik, yorgunluk, uyku hali

-Ellerde ve yüzde şişlik

-Ciltte kuruma, solma ve kaşıntı

-Çabuk üşüme (soğuğa tahammülsüzlük)

-Saç tellerinde kabalaşma, dökülme

-Seste kabalaşma

-Kabızlık

-Guatr (tiroid bezinin büyümesi)

-Unutkanlık

-Konsantrasyon ve algılama güçlüğü

-Kol ve bacaklarda ağrı, kramp

-Adet düzensizliği

-Kısırlık, tekrarlayan düşükler

-Cinsel isteksizlik

-Yüksek kolesterol

-İşitmede azalma

-Vücut ısısında düşme

-Nabız hızında yavaşlama

İNSÜLİN DİRENCİ VE HİPOGLİSEMİ (ŞEKER DÜŞMESİ) NEDİR?

Bedensel fonksiyonların neredeyse tümü için gerekli enerjinin temel kaynağı olan şeker (diğer adı ile glukoz) vücuda karbonhidrat içeren besinlerle girer ve kan dolaşımına karışarak daima kullanıma hazır bir seviyede tutulur. Bazı besinler yenildikten sonra kan şekeri kısa sürede yükselip hızla düşüşe geçer. ‘Yüksek Glisemik İndeksli’ olarak sınıflandırılan bu besinler tüketildiğinde kan şekerindeki  ani yükselişi normal seviyeye getirmek üzere pankreas ürettiği insülin miktarını artırır. Bu durumda kandaki insülin düzeyi normalin üzerine çıkar ve uzun süre yüksek seviyede seyreder. ‘İnsülin direnci (hiperinsülinemi)’ olarak bilinen bu metabolik bozukluk uzun dönemde pankreas bezinin yorulmasına ve diyabet gelişimine zemin hazırlarken diğer taraftan kan şekerindeki düşmeler de acıkma atakları ve tatlı krizlerine yol açar. Dizginlenemeyen tatlı yeme isteği yağ depolarının giderek artmasına, insülin direnci de depolanan yağın erimemesine neden olur. Çabuk acıkma ve tatlı gıdalara düşkünlüğün bir diğer sebebi de hem uyku kalitesindeki bozukluk hem de aşırı strese bağlı vücudun kendi kortizon hormonundaki artışın beyindeki srotonin (mutluluk hormonu) seviyesini baskılamasıdır.

İNSÜLİN DİRENCİ VE ŞEKER DÜŞMESİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

-Hızlı ve aşırı kilo alma, kilo verememe

-Çabuk acıkma, tatlı krizleri

-Baş ağrısı

-Kendini enerjisiz hissetme, sabahları yorgun kalkma

-Sabırsızlık ve çabuk öfkelenme

-Yemeklerden sonra uyku basması

-Konsantrasyon ve algılama güçlüğü

-Horlama

-Uyku kalitesinin bozulması

-Soğuk terleme ve üşüme

-Baygınlık hissi

-Vücut direncinde azalma

Eğer kilo vermekte güçlük çekiyor veya zayıflayamıyorsanız, metabolik bir bozukluğunuz olup olmadığını öğrenmek üzere endokrinoloji uzmanınıza ve diyetisyeninize başvurabilirsiniz.

Leyditurk.com