Geleceğin mesleği: Yalan uzmanlığı

Geleceğin mesleği: Yalan uzmanlığı

Hızla gelişen teknoloji ve ona paralel değişen yaşam tarzları yeni mesleklere ihtiyacı ortaya çıkarıyor.

Yaşam standartları, teknoloji ve kültürdeki değişimler yeni mesleklerin doğuşuna vesile oluyor. Ve bir meslekte ilk olanlar da hep en çok kazanan olmaya devam ediyor.

Bir firma için üst düzey yönetici arıyorsunuz, bir suçlu ile karşı karşıyasınız ya da hastanızın geçireceği kalp krizinin önüne geçmek istiyorsunuz… yalan uzmanlığı diğer adıyla mikro mimik okuma hayatın her yerinde… 

Teknolojinin insanları bir birinden uzaklaştırması, güç savaşları, hırslar ve para insanların birbirine olan güvenini azaltıyor. Çoğu kişi istediği pozisyonu kapabilmek için, terfi edebilmek için, hatasını örtebilmek için, hedeflerine hızlı yoldan ulaşabilmek için yalan söylemenin hiçbir sakıncası olmadığına inandığı gibi yalanlar yüzünden zaman kaybedenler, para kaybedenler, imajı zedelenenler, dolandırıldığını düşünenler hiç de azımsanacak gibi değil. 

Diğer taraftan; insanların mikro düzeydeki mimiklerini okuyabilmek pek çok farklı meslekte işleri kolaylaştıran hatta başarıya daha hızlı ulaştıran bir yetenek olmaya başlamıştır. Konuyla ilgili Carolinas Medical Center’da acil servise başvuran hastalar üzerinde yapılan ve Emencency Medicine Journal’da yayınlanan bir çalışmada, kalp ve akciğerle ilgili ciddi bir hastalığı olan hastaların sağlıklı kişilere göre çok daha az tepki verdikleri ve dolayısı ile çok daha az mimik yaptıkları belirlenmiştir. Bu da acil servise göğüs ağrısı gibi bir şikâyetle gelenlerin ciddi bir sorunu olup olmadığının mimikleri sayesinde anlaşılabilmesine ve çok daha hızlı sorunun çözülmesine olanak sağlamıştır. 

İşte tüm bu nedenlerle son dönemde hayatımıza yeni bir meslek girdi; “Yalan Uzmanlığı” diğer adıyla “mikro mimik okuma uzmanlığı”. Yıllardır emniyet ve güvenlik güçlerinin, hukukçuların ve psikologların üzerinde çalıştığı mikro düzeydeki mimik ve bede hareketleri ile yalan ve gizlenen duygu durumu, artık sıradan pek çok kişinin hayatını etkileyen bir tehdit haline gelmeye başladı. İşi gereği ya da huzuru gereği karşısındakinin yalan söyleyip söylemediğinden emin olmak isteyen hatta emin olması gereken pek çok kişi var artık. Örneğin; bir şirkete üst düzey yönetici temini konusunda danışmanlık yapan kafa avcısı bir şirket, önerdiği bir yöneticinin yeterince dürüst olduğundan nasıl emin olur? Bundan emin olabilen birkaç uzman olsa bütün işe alımcılar ya da önemli şirketler onların peşine düşmez mi? Günümüzde böyle bir uzmanlık, bir işe alım uzmanını tüm rakiplerinin arasından sıyırmaz mı? 

Bugüne kadar tüm örnekler gösteriyor ki; yeni bir meslekte ilkler her zaman en bilgili, en birinci, en uzman ve en çok kazananlar oluyor. Şimdi de zaman ilk “yalan uzmanları”nın. 

Yalan uzmanlığı Dünya’nın dahi profesörü Paul Ekman ile daha birkaç yıl önce başladı ve şu ana kadar Nasa’dan, IBM’e, Google’dan FBI’ya kadar birçok kurumun gözbebeği oldu. Görünen o ki, bu yıl itibariyle eğitimleri Türkiye’de de başladı ve katılımın hızla artacağı görülüyor.