Depresyon yaşlılıkta ağrıya neden oluyor

Depresyon yaşlılıkta ağrıya neden oluyor

Yaşlılık döneminde yaşanan ruhsal problemler, sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor.

Yaşlılık döneminde karşılaşılan ruhsal problemlere “yaşlılıktır normal” diyerek bakmanın pek çok sorunu beraberinde getirdiğini belirten uzmanlar, “Yaşlıda ağrıların en bilinen sebebi depresyondur. Çoğunlukla ağrılar normal sayılır ve yaşlı kimse aslında depresyon tedavisiyle düzelebilecek ağrılarla ızdırap çeker.” uyarısında bulundu.

Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü’nde yaşlı nüfusun sorunlarına dikkat çekilerek çeşitli etkinlikler düzenleniyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Nöropsikiyatri Hastanesi Feneryolu Kliniği’nden psikiyatri uzmanı Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, yaşlılık döneminde karşılaşılan ruhsal problemlere “yaşlılıktır normal” diyerek bakmanın pek çok sorunu beraberinde getirdiğini söyledi. Ünsalver, şunları söyledi:

“Yaşlı kişinin mutsuz görünmesi normal kabul edilirse depresyon gözden kaçar. Çünkü yaşlılar beklenenin aksine hayata daha olumlu bakabilirler. Mutsuz görünen bir yaşlının depresyonda ya da yas döneminde olması ihtimali yüksektir.

Unutkanlık normal sayılırsa başta Alzheimer tipi olmak üzere her çeşit demans tanı ve tedavisi gecikir ve kişinin hastalık tedavisinde gecikilmiş olur. Demans kötü seyirli bir hastalık olsa da tedavi erken başlanırsa kişinin işlevselliği daha geç bozulacaktır.

Yaşlıda ağrıların en bilinen sebebi depresyondur. Çoğunlukla ağrılar normal sayılır ve yaşlı kimse aslında depresyon tedavisiyle düzelebilecek ağrılarla ızdırap çeker.”

Yaşlılık kişiden kişiye değişerek deneyimlenir

Yaşlılık döneminin de hayatın her döneminde olduğu gibi kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, “Yaşlılık ve yaşlı yenilikten korkan, herşeye karışan, pasif, işlevsiz, çevreden kopmuş gibi yorumlanabilir. Yaşlanmak bir kenara atılmak, ölüme çok yakın olmak ve değersiz olmak, başkalarına muhtaç olmakla ilişkilendirilebilir. Oysa yaşlılık kişiden kişiye değişerek deneyimlenir. Yaşlılar da yeniliklere açık olabilir ama daha geç ve daha çok çaba harcayarak öğrenirler. Yaşlılar da bu dünya hakkında görüş sahibi olabilir ve hatta yaşanmışlıklar sayesinde yorum becerileri gençlere göre daha iyidir. Yaşanmışlıklar sayesinde hayatın akışkanlığını ve küçük olaylara takılmamanın gerektiğini görebilirler. Yaşlılık maddi ve manevi kayıplar nedeniyle desteğe ihtiyacın olduğu bir dönemdir. Destek almak bağımlı olmak demek değildir. Destek vermek yaşlının hayatını yönetme hakkına sahip olmak demek değildir.” diye konuştu.

Bilgelik sayesinde çözüm üretebilirler

Yaşlılıkla birlikte bilgi işleme hızının yavaşladığını, yeni bilgi öğrenme sürecinin uzadığını ve dikkatin azaldığını belirten Ünsalver, buna katşılık yaşlı kişilerde hayattan alınan tatmin düzeyinin tahmin edilenden yüksek olabildiğini belirterek “Yaşlı kişiler gençlere oranla olumsuz içsel duygusal durumlar karşısında daha fazla duygusal kontrol sahibidirler. Yaşlanmanın en büyük kazancı olarak görülen bilgelik sayesinde kişi mükemmeliyetçiliği bir kenara bırakır, içinde bulunduğu anın tadını çıkarmayı öğrenmiş olur. Kritik hayat olayları karşısında gençlerinkinden daha çeşitli ve kullanışlı çözümler üretmesini sağlayan stratejiler geliştirmeyi hayat biçimi haline getirmiş olur. Bilgelik metanet, sükunet ve çözüm üreticiliği getirir. Sıradan gündelik olaylara takılma azalır.” dedi.

Uyumda zorlanan yaşlılarda psikolojik sorunlar gelişebilir

Yaşanan kayıplara uyum sağlayamayan yaşlıda yetersizlik ve değersizlik hissiyle birlikte psikolojik sorunların gelişebileceğini de belirten Ünsalver, şunları ekledi:“Uyum sağlamakta zorlanan yaşılarda şu sorunlar görülebilir: Yeniliklerden ürkebilirler. Eskiye aşırı bağlılık olur. Yeniyi yok sayma ya da değersizleştirme olabilir. Birey geçmişini daha sıklıkla sorgular. Geçmişe dair pişmanlıklar olabilir. Fiziksel hastalığının görülmesini istemeyerek toplumdan izole edebilirler kendilerini. Bazen hastalıklarını inkar ederler ve tedavilerine uyum sağlamazlar. Başkalarına muhtaç kalma korkusu olabilir. Ölme korkusu olabilir. Yalnız kalma korkusu olabilir. Uyum sağlayamama sonucunda Depresyon, kaygı bozuklukları ve genel sağlığın bozulması olabilir.”

Leyditurk.com