Çocuklarınıza yarış atı muamelesi yapmayın !

Çocuklarınıza yarış atı muamelesi yapmayın !
Güncelleme:

Uzman Hipnoterapist Gani Eser çocuklarının başarısı için kaygılanan ebeveynler için yazdı.

“İnsan kadar yavrusuna zulmeden başka bir canlı yoktur,” diyor bir düşünür. Zulmetmeyi şiddetle özdeşleştirmeden, çocuğun istemediği bir şeyi ona dayatmak olarak algılarsak bu sözün ne kadar doğru olduğunu da anlayabiliriz.

Bizler hep bir şeylerin eksikliğini hisseden, mevcut halimizden hoşnut olmayı pek beceremeyen yaratıklarız. Kariyerimizi, evimizi, arabamızı, maaşımızı, yaşam biçimimizi, çocuklarımızı hep diğerleriyle kıyaslayıp mutsuz olmak için çabalıyoruz.

Kendi yaşamımızdan duyduğumuz memnuniyetsizliğin sorumlusunu da dışarıda arama eğilimindeyiz ne yazık ki. Ailem daha iyi bir okula gönderseydi, başka bir kentte doğsaydım, farklı bir ailede dünyaya gelseydim, o öğretmen bana takmasaydı gibi yüzlerce mazeret üretebiliriz.

Çocuklarımız bizlerden daha iyi yaşam koşullarına sahip olsun isteriz. Daha iyi işlerde çalışsın, daha güzel evler, arabalar alsın, daha mutlu evlilikleri olsun diye çabalarız. Cehenneme giden yolların iyi niyet taşlarıyla döşenmiş olduğunu bilmeden yaparız bunları.

Çoğumuz aldığı kararların eleştirilmesine karşı çıkar, işimizin bize öğretilmesinden hoşlanmayız. Ama iş çocuklara gelince en doğru olanı bizler bildiğimiz için eleştiri oklarını düşünmeden atar, kılavuzluğumuzun dışına çıktıklarında cezalandırma yolunu kolayca seçeriz.

Ergenlik dönemi bireyin kendi doğrularını bulma ve yaşamı sorgulama dönemidir. Anne babasını eleştirir, sonu iyi olmayan hamleler yapar, bedenindeki değişime ayak uydurmakta zorlanır, düşe kalka karakterini oluşturmaya çalışır.

Rol model aldığı, güvendiği, başarılı bulduğu yetişkinler gibi olmak, onların seçtiği mesleklere yönelmek, alışkanlıklarını taklit ederek onlara benzemek ister. Rol model olarak anne ya da babalarını seçen gençler diğerlerine göre biraz daha şanslı olurlar. Zira, ebeveynleri hallerinden memnunsa meslek seçimi ve kariyer planlamasında itirazla karşılaşmazlar.

Anne baba hayatından memnun değilse ve çocuklarının farklı bir meslek seçmelerini istiyorlarsa ya da çocukları onların beğenmediği bir mesleğe ilgi duyuyorsa çatışma başlar. Önce ebeveyn olmanın ve yaşam deneyimlerinin fazla olmasının avantajını kullanarak; bu işe yaramazsa o mesleği yapan kişilerin içinden mutsuz ve başarısız olanları örnek göstererek ikna etmeye çalışırlar. Çocuk hala direniyorsa konuşmamaya, eleştirmeye, kıyaslamaya başlayıp yıldırma politikası izlerler. 

İstedikleri yolun dışında bir seçim yapması halinde okul masraflarını karşılamayacaklarını, mutsuz olacağını bile bile onu desteklemeyeceklerini söylerler. Kendi istedikleri olana kadar psikolojik baskıyı sürdürüp sonunda pes etmesini sağlamaya çalışırlar.

Ailesinin beğendiği yolu kabul eden genç için asıl zorlu süreç başlar. Kapasitesinin üzerinde, ilgi alanının dışında bir mesleği yapabilmek için iyi bir üniversitede okuması gerekmektedir. Bunun için çok çalışmalı, okuldan sonra dershaneye, özel derse gitmeli, bol bol deneme sınavı çözmeli, tüm sosyal etkinliklerden ve hobilerinden uzak durmalıdır.

Karakter gelişiminin en önemli evresinde kısıtlanan çocuk akademik olarak başarılı ama sosyal yönden gelişmemiş, özgüveni zayıf, başarıyı sadece yüksek skor yapmak olarak gören bir kişiliğe sahip olur.

Sonuçtan ne anne baba, ne de çocuk memnundur. En güzel yıllar heba olmuş, yaşam boyu mutsuzluğa giden yol inşa edilmiştir. 

Oysa önlerine seçenekler sunulan, fikirlerine, isteklerine önem verilen, bu nedenle  gerçekten ne isteğini bilen gençler hedeflerine doğru yürürken hem akademik hem sosyal yönden gelişip; mutlu, öz güveni yüksek bireyler haline gelirler.

Sevgili ebeveynler tercih sizin. Çocuklarınıza yarış atı muamelesi yapmayı bırakın lütfen. Bu onların yaşamı, sizin değil.

Uzman Hipnoterapist Gani Eser