Bu hastalık çocukları tatilden soğutuyor

Bu hastalık çocukları tatilden soğutuyor
Güncelleme:

''Göğüs duvarı deformitesi''; çocukları arkadaşlarından uzaklaştırıyor, deniz ve havuzu onlar için kabusa dönüştürüyor.

Okulların kapanmasıyla birlikte hemen her çocuğu tatil heyecanı sarıyor. Deniz ve havuza girmek, kumsalda arkadaşlarıyla oynamak hiç kuşkusuz çocukları en çok mutlu eden etkinliği oluşturuyor. Ancak bazı hastalıklar var ki, çocukları tatilden soğutuyor. İşte, toplumda “kunduracı göğüs” ve “güvercin göğüs” olarak bilinen “göğüs duvarı deformitesi” de, bunlardan biri. Göğüs deformitesi olan çocuklar arkadaşlarından utanıyor, onlardan kaçıyor, havuza ve denize girmek istemiyor. Çocuklarda görülen göğüs duvarı deformitesi birkaç değişik şekilde ortaya çıkıyor. Bunların arasında en sık, toplumda “kunduracı göğüs” olarak da bilinen, “Pektus Ekskavatum” tipi görülüyor. Öyle ki her 400 doğumdan birinde bebek ‘kunduracı göğüs” ile dünyaya geliyor ya da bu tablo yaşamın ilk yıllarında belirginleşiyor. Erkek çocuklarda kız çocuklarına göre 4 kat daha fazla gelişiyor. Bir diğeri ise ikinci sıklıkta görülen ve toplumda “güvercin göğsü” olarak da bilinen Pektus Karinatum’. Bu şekil bozukluğu ise yaklaşık 10 bin canlı doğumda bir görülüyor ve yine erkek çocukları 4 kat daha fazla etkiliyor. Acıbadem Atakent Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Ahmet Demirkaya, bu şekil bozukluklarını çocuğun özgüvenini kaybetmeden ve kendini sosyal yaşamdan soyutlamadan düzeltmek gerektiğine dikkat çekerek, “Bunun için de en ideal zaman, 7- 8. yaşlardır” diyor.

Göğüs ön duvarında çukurluk da olabiliyor öne doğru çıkıntı da!

Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Ahmet Demirkaya, çocuklar için büyük bir sorun oluşturan göğüs deformitesini şöyle anlatıyor: “Kunduracı tipi göğüste, toplumda ‘iman tahtası’ olarak da bilinen öndeki sternum kemiği içe doğru çökük oluyor, yani göğsün ön duvarında bir çukurluk oluşuyor. Güvercin göğsünde ise tam tersi göğüs ön kısmında öne doğru bir çıkıntı görülüyor.” Dr. Ahmet Demirkaya, çok hafif şekil bozukluğundan çok ağır formlara kadar her hastada farklı şiddette gelişebilen göğüs bozukluğuna omurgada görülebilen skolyoz ve kifoz gibi rahatsızlıkların da eşlik edebildiğini belirtiyor.

Ailesel geçişli bir hastalık

Bu çocuklar öncelikle doğuştan gelen hastalık grubuna giriyor. Bu grup hastalarda yapılan araştırmalarda ailesel bir geçiş, yani genetik bir yatkınlık olduğu, yaklaşık 3 hastanın birinde gösterilmiş. Göğüs kafesindeki kaburga kemiklerinin de büyümesinden sorumlu kartilaj kısmının aşırı kontrolsüz büyümesinden kaynaklanıyor. Bu büyüme öndeki sternum kemiğini arkaya çekerek çukurlaşma ya da öne iterek bir çıkıntı oluşmasına sebep oluyor.

Kalbin ritmini bozabiliyor

Dr. Ahmet Demirkaya göğüs deformitesinin çocuklarda ne kadar sorun oluşturduğunun deformitenin derecesine göre değiştiğini söylüyor. “Bu nedenle her çocukta semptomlar da farklı olabiliyor.” diyen Dr. Ahmet Demirkaya en sık karşılaşılan şikayetleri şöyle sıralıyor: “ Eforla, yani oyun sırasında veya sonrasında kalbin önünde ağrı, çarpıntı ve nefes darlığı oluşuyor. Yine bu grup hastalıkta çocuklarda beraberinde astım gibi bozukluklara ve sık tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonlarına da rastlanabiliyor. Hastalık bazen kalpte ritim bozukluklarına da yol açabiliyor.”

Deformite göğüs açılmadan giderilebiliyor

Göğüs Cerrahisi Uzmanı Dr. Ahmet Demirkaya, tedavinin hastalığın derecesine göre planlandığını söylüyor. Deformitesi hafif olanlarda vakum aletiyle dışarıdan kuvvet uygulanarak veya cilt altına yerleştirilebilen silikon gibi çeşitli yöntemler kullanılıyor. Deformitesi fazla olanlarda ise cerrahi tedavinin gündeme geldiğini ifade eden Dr. Ahmet Demirkaya bu tedavinin nasıl uygulandığını şöyle anlatıyor: “Günümüzde göğüs deformitesinde en çok tercih edilen yöntem, minimal invaziv teknik ile uygulanan Nuss yöntemi. Bu yöntemle göğüs kafesi kapalı teknikle, yani kamera eşliğinde düzeltiliyor. Bu düzeltme ameliyatı ağrının giderilmesi için damar içine veya omurga boşluğuna yerleştirilen kataterin ardından, genel anestezi altında yapılıyor. Ameliyatta sırasında sadece yaklaşık 2-3 cm insizyon ile yapılan kesiler söz konusu oluyor. Bu yöntemde oldukça başarılı sonuçlar elde ediliyor ve kanama yok denecek kadar az oluyor. Diğer ikinci sıklıkta görülen güvercin göğüs deformitesi için de son yıllarda gelişmiş olan minimal invazif yöntem olan Abramson tekniği. Bu yöntemle de açık ameliyata gerek kalmadan bu şekil bozukluğu da düzeltilebiliyor.”

Leyditurk.com