Neden aldatırız?

Neden aldatırız?
Güncelleme:

Uzmanlar, aldatma ve aldatılmanın nedenlerini araştırdı ve bakın ne sonuçlar çıktı...

Bir arastirmaya göre, erkek için sadakatsizliğin temel nedeni "cinsel çekicilik" çıkmıştır. Oysa kadınlar bu maddeyi listenin sonuna koymuşlardır.

Irma Kurtz, "Bunalımlar" adli kitabında sadakatin imkansız bir hayal olup olmadığını sorar. Oysa evliliklerin büyük çoğunluğunda, esler birbirlerinden tam bir sadakat beklerler. Eğer biri sadakatsizlik ederse, diğeri kendini ihanete uğramış hisseder ve çok acı çeker. Bu durumda "başa gelen çekilir" deyip pasif bir tutumu mu izlemek doğrudur, yoksa sadakatsizliği, evliliğimizi çok daha olumlu ve mutluluk getirici bir ilişkiye dönüştürebilecek bir etmen olarak değerlendirmek mi? Sadakatsizliğin farkına nasıl vardığımız ve o anda kendimizi nasıl hissettiğimiz, bu soruya ışık tutacaktır?

İtiraf rahatlatır mı? Sadakatsizliğin açıkça itiraf edilmesi en dürüst yol gibi gözükür. Ancak, bu kişilerin çoğu bazen bilincinde bile olmadan, eslerinin durumu anlamasını sağlayacak ipuçları bırakırlar. Suçluluk duygusundan kurtulma isteği dışında, itirafın en yaygın nedenleri, olayları artik bir çözüme ulaştırma kararlılığı, çekilen bu sıkıntıyı esin de paylaşması beklentisi ve her şeyin iyi gittiği seklindeki aldatmacaya son vermek düşüncesidir.

Sadakatsizlik, cinselliğin çekiciliğine kapılmak değildir. Basına çok yansıyan, şöhretler arasında bozulan evlilik olaylarını da keyfi yaşanan ilişkiler olarak görmemek gerekir. Bu kişilerden biri basari basamaklarını hızla tırmanırken, esi onun gerisinde kalmaktadır. Artik tanıştıkları dönemdeki tanıştıkları kişiler olmaktan çıkmışlar, birbirlerini ilgilendiren ortak yönleri azalmıştır. Yaşanan bir sadakatsizlik, aslında çoğu zaman ese yöneltilmiş bir yardım çağrısıdır. Amaç, bir başkası uğruna evliliği sona erdirmek değil, bazı şeyleri değiştirmektir.

Playboy dergisinin bir araştırmasında erkek ve kadınlara, yasadıkları sadakatsizlikten ne bekledikleri sorulmuştur. Cinsel çeşitlilik erkekler için basta gelen nedeni oluştururken, kadınlar bunu listecini en sonuna koymuşlar, buna karşılık daha iyi bir cinsellik isteğini öne çıkarmışlardır. Angela, üç yıllık evliyken, başka biriyle cinsel ilişkiye girmişti. Aradan altı ay geçtiği halde, bu ilişki sürüyordu. Garip bir rastlantı, söz konusu kişi, eski sevgilisiydi.

Evlenmeden birkaç yıl önce ilişkisini kesmiş olduğu bu arkadaşıyla yeniden görüşmeye başlamıştı. Angela'nin sözleri, bu durumdan hoşnut olduğunu gösteriyor: "Bu benim gözümde evliliğim için bir çeşit can simidiydi; boşanmaya yol açabilecek zorlu sorunlar çıktığında, evliliğimi kurtarıyordu. Kocamın hiç haberi yok bundan, ben de olmaması için ne lazımsa yapıyorum. Ondan ayrılmayı düşünmüyorum. Sadece arada sırada uzaklaşmak istiyorum."

Evlilik bağından arada sırada uzaklaşma ihtiyacı, hastalık, işyerinde karşılaşılan zorluklar, parasal sıkıntı gibi kritik dönemlerde sadakatsizlik olaylarının artmasını da açıklayan bir olgudur. Yine de, böyle bir dönemde bu durumun farkına varmak, uğranan ihanetlerin sonuncusu olarak algılanabilir. Ne de olsa, bağlılık ilişkisinin altında yatan düşünce, eşlerin birbirlerine kötü zamanlarda da destek olmalarıdır. Sadakatsizlik fark edildiğinde gösterilen tepkiler, çoğunlukla birbirine benzer. İlk anda duyulan şiddetli öfke, giderek yoğunlaşır, neredeyse öldürme isteğine dönüşür. İşi suç islemeye vardıranlar çok azdır, ama birçokları, buna çok yakin şeyler hissettiklerini itiraf ederler.

Daha sonra suçluluk ve hayal kirikliği hissedilir. Aldatılan kişi bütün kabahati kendinde bulmaya, esine ne kadar kötü davranmış olduğunu düşünmeye baslar. Giderek kendini başarısız bir kişi sayar ve hem olanları fark edilmediği hem de evliliğinde neyin bozuk gittiğini kavrayamamış olduğu için kendine kızar. Kabullenmeme duygusunun gelişmesiyle, kendini kurban yerine koymaya başlayabilir. Gururunun kırılması, özgüveninin ve inancının sarsılması, çaresizlik ve umutsuzluğa kapılmasına yol açabilir ki, bu duygular çok tehlikemdir. Böyle bir durumda kişi, başından geçenleri kavrayıp kontrol etmeye çalışmak yerine her şeyden vazgeçip teslim olma eğilimi duyar ve giderek tam bir çöküşe, hatta ciddi bir depresyona sürüklenebilir.

Açıkça konuşmak Tartışmanın eşit bir şekilde başlatılabilmesi için, sadakatsizlik eden şeyin durumu ayrıntılı olarak diğerine açıklaması, söz konusu kişinin kendileri için ne denli önem kazanmış olduğunun belirtilmesi ve evlilik ilişkisini yeniden düzenleme kararlılığının ortaya konması gerekir. Elimizdeki kartları masaya açmanın zamanıdır artik. Esler arasında iletişim yetersizliği, yanlış anlamalara ve birbirinden soyutlanmaya neden olur.

Hele bu cinsellikle ilgili olarak ortaya çıktığında, ilişkinin sonunu getirebilir. Her şeyin iyi olacağına dair körü körüne bir inanç da, bazen apaçık sorunları görmeyi engeller. Eğer eslerin her ikisi de ilişkilerini yeniden kurmak niyetindeyse, bunun ilk önemli adim, evlilik sorunlarını açıkça ortaya koymaktır. Bu bir kez yapıldıktan sonra, evliliği yaşatmanın yolu mutlaka bulunur.

Çoğu durumda "öteki kişi" bir meslektaş, bir komsu ya da bir arkadaştır; dolayısıyla taşınmak ya da is değiştirmek çok yararlı olabilir. Kimse aldatmaktan hoşlanmaz. Ama itirafı dinlemek ve durum hakkında olabildiğince bilgi edinmek, uzun vadede sevgi bağlarını aşkı kurtarabilir. Nihai soru sudur; Hangisi daha önemli, yeni ilişki mi, evlilik mi? Çoğu kişi evliliğini seçecek ve onun için savaşacaktır.